Tokyo’nun semaları kara bulutlarla kaplanmış, şehir sürekli olarak canavar saldırılarıyla sarsılıyordu. Halk, her geçen gün daha da umutsuzluğa kapılıyordu. Kahramanlarının bile yetersiz kaldığı bu zorlu zamanlarda, eski beyzbol yıldızı Ken Sato, Amerika’daki parlak kariyerini bırakarak memleketi Japonya’ya dönmeye karar verdi. Japonya’ya adım atar atmaz, Ken kendini Ultraman olmanın ağır sorumluluğu altında buldu. Bu yeni rolüne adapte olmaya çalışırken, bir de 10 metre boyunda, ateş püskürten bir bebek kaiju’yu evlat edinmek zorunda kaldı. Bu kaiju, Ken’in en büyük düşmanının çocuğu çıkınca işler iyice karmaşıklaştı. Hem Tokyo’yu canavarlardan korumak hem de bu sevimli ama tehlikeli yaratığın bakımını üstlenmek, Ken için zorlu bir sınav haline geldi. Ken, Tokyo’yu kurtarmak ve bebeği korumak için karanlık düşmanlarına karşı amansız bir mücadeleye girişmek zorunda kaldı. Her geçen gün artan tehditlere karşı cesaretini ve merhametini sınayarak, Ken, kahramanlık ve ebeveynlik arasında ince bir denge kurmaya çalışıyordu.