Uzun yıllar boyunca Bayala Krallığı, neşe ve huzurun sembolüydü. Renkli çiçeklerin, dans eden perilerin ve dostça sıcaklığın hüküm sürdüğü bu diyar, adeta bir peri masalı gibi yaşanıyordu. Ancak, bu masalın içine karanlık bir gölge düştüğünde, her şey değişmeye başladı. Ejderhaların yok oluşuyla birlikte, perilerin sihirli güçleri de gitgide zayıflamaya başladı. Bu çöküşle birlikte, krallığın halkı arasında endişe ve keder yayıldı, umutlar solmaya başladı. Ancak, bu karanlık günlerde, bir umut ışığı belirdi. Peri prensesleri Sera ve Surah, krallıklarını kurtarabilecek bir ejderha yumurtasının varlığını keşfettiler. Bu haber, yıllardır kaybolmuş umutları yeniden alevlendirdi. Prensesler, cesaretlerini toplayarak, Ejderha Dağları’na doğru yola çıktılar. Ancak, bilmedikleri bir gerçek vardı; bu yolculukları, onları sadece kurtuluşa değil, aynı zamanda büyük bir maceraya da sürükleyecekti.