Leonardo da Vinci’nin İtalya’dan Fransız sarayına olan yolculuğu, sadece coğrafi bir değişim değil, aynı zamanda zihinsel bir dönüşümün de habercisidir. Zeki ve yaratıcı bir deha olarak tanınan Leonardo, her zaman sınırları zorlamış ve bilimin, sanatın ve keşiflerin sınırlarını genişletmeye çalışmıştır. Fransız sarayının içinde, cesur prenses Marguerite ile tanışır ve onunla birlikte birçok maceraya atılır. Bu maceralar, Leonardo’nun vizyonunu daha da genişletir ve onu daha büyük düşüncelere iter. Uçan makinelerin gizemini çözmek, benzersiz icatlar yapmak ve insan vücudunun anatomisini incelemek gibi hedeflerle dolu olan bu yolculukta, Leonardo aynı zamanda yaşamın derinliklerine iner. Evrenin ve insanlığın varoluşsal sorularına cevap arayarak, sadece bilim ve sanatın değil, aynı zamanda insanlığın da sınırlarını zorlamaya devam eder.