Eric ve Andrew, evlatlık kızları Wen ile birlikte, New Hampshire’ın ücra bir bölgesindeki bir kulübede tatil yapmak için yola çıkarlar. Yolculuk uzun ve yorucudur. Ancak, aile sonunda kulübeye ulaşır ve dinlenmeye başlarlar.
Tatilleri, ilk başta planlandığı gibi başlar. Aile, kulübede vakit geçirirken, doğanın güzelliğini keşfeder. Ancak, bir gece, kulübelerinin kapısını silahlı dört yabancı çalar.
Yabancılar, aileyi rehin alır ve onları dışarıyla bağlantılarını keser. Aile, dış dünyada neler olup bittiğini bilmemektedir. Ancak, bu yabancıların tehlikeli olduğu açıktır.
Aile, hayatta kalmak için birlikte çalışmak zorundadır. Eric, güçlü ve kararlı bir liderdir. Andrew, hızlı düşünen ve yaratıcı bir problem çözücüdür. Wen ise, genç ve cesurdur.
Aile, yabancıların kim olduklarını ve neye çalıştıklarını öğrenmek zorundadır. Yabancılar, bir kıyamet senaryosu mu planlıyor? Yoksa, başka bir tehlikenin parçası mı?
Aile, hayatta kalmak için zorlu seçimler yapmak zorundadır. Kendilerini kurtarmak için yabancıları öldürmeleri gerekir mi? Yabancılara yardım edip, ailenin de tehlike altına girmesine izin mi vermeleri gerekir?
Aile, her şeyin kaybedilebileceği bir noktada, acil bir karar vermek zorundadır.