13. yüzyılda, Moğol İmparatorluğu Batu Han liderliğinde dünya tarihine damga vuran bir güç olarak hızla yükseliyordu. Fetihler durmaksızın devam ediyor, Moğol orduları karşılarına çıkan her yeri acımasızca tahrip ediyordu. Kazandıkları zaferler ve elde ettikleri ganimetlerle imparatorluk güçlenmeye devam ediyordu. Avrupa sınırlarına dayanan Moğollar, gözlerini Batı’ya çevirmişti. Rusya’nın son bağımsız prensliği, bu acımasız istilaya karşı duran son kale olarak önem taşıyordu. Ancak bu zorlu durumda, Evpaty Kolovrat adında bir kahraman tarih sahnesine çıktı. 17 sadık savaşçısıyla birlikte, Moğolların karşısında durup ölüm korkusunu bir kenara bırakarak savaşmaya ant içti. Kolovrat ve yoldaşlarının gösterdiği direniş, tarihte unutulmaz bir iz bıraktı ve Avrupa’nın kaderini kurtardı.