Slater King, genç yaşta teknoloji dünyasında dev bir etki yaratmış, zenginliği ve lüks yaşam tarzı ile tanınan bir isimdi. Ancak onun ünlü olma sebebi sadece iş hayatıyla sınırlı değildi; düzenlediği ihtişamlı etkinlikler ve gösterişli partilerle de dikkat çekiyordu. Bir akşam, bu büyüleyici etkinliklerden birinde, etkileyici bir kokteyl garsonu olan Frida ile karşılaştı. Frida’nın zarif tavırları ve göz alıcı görünümü King’in ilgisini çekti ve onu kendi özel adasında, görkemli bir tatil için davet etti. Ada, masalsı güzellikleri ve benzersiz atmosferiyle adeta bir cennet köşesi gibi görünüyordu. Frida, tatilin ilk günlerinde adanın sunduğu tüm güzelliklerin tadını çıkardı, ancak gün geçtikçe adada meydana gelen tuhaf olaylar, onun huzurunu bozmaya başladı. Frida, adanın derinliklerine indikçe, sırların ve gizemlerin ortaya çıktığını fark etti. Bu olayların ardındaki gerçekleri açığa çıkarmak için büyük bir çaba sarf eden Frida, tatilin kabusa dönüşmemesi için kendi içsel korkularıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Adanın her köşesinde saklı olan gizemleri çözmek, Frida’yı hem fiziksel hem de ruhsal olarak sınayacak ve tatilin getirdiği bu zorlukları aşmak için büyük bir irade gücü gerektirecektir.