Babenhausen Sarayı, tarihi zarafeti ve ihtişamıyla dikkat çeken bir yapıdır, ancak bu zarafetin arkasında Kraliçe Amara’nın büyük bir endişesi yatıyordu. Oğluna mükemmel bir eş bulmak, onun için yalnızca bir görev değil, aynı zamanda krallığın geleceği için bir sorumluluktu. Bu önemli ve zorlu görev, aşk konusunda derin bilgiye sahip olan ünlü uzman Cazotte’a verilmişti. Cazotte, Babenhausen’ın saray duvarlarının ötesine geçerek, komşu krallıklarda kapsamlı bir araştırmaya başladı. Ancak, Kraliçe’nin ani ve beklenmedik taşınma kararı, tüm hazırlıkları ve planları bozdu. Cazotte, bu ani değişiklikle birlikte prensi eğitme sürecini geçici olarak durdurmak zorunda kaldı. Yeni bir şehirde karşılaştığı Ehrengard adlı genç kız, onun hayatında önemli bir dönüm noktasını temsil etti. Ehrengard’ın aşk ve baştan çıkarma sanatına dair öğrettikleri, Cazotte’un hem kişisel hem de profesyonel gelişiminde büyük bir etki yarattı. Bu süreçte Cazotte, aşkın derinliklerinde kayboldu ve hayatının anlamını yeniden keşfetme fırsatı buldu. Bu serüven, ona hem prensi hem de kendisi için derin ve anlamlı dersler sundu, bir maceranın kapılarını araladı.