1942 yılında Hindistan, İngilizlerin hakimiyetine karşı verilen bağımsızlık mücadelesinin en ateşli zamanlarını yaşıyordu. Bu dönemde, binlerce masum Hintli zulme maruz kalıyor, halk büyük bir direnişle karşı karşıya kalıyordu. Ancak, her karanlık dönemde olduğu gibi, umut her zaman yeniden yeşerir. İşte tam da bu dönemde, sessiz kahramanlık bir ses yükseldi: genç bir kadın. Adı belirsiz olan bu cesur kadın, yeraltı radyosu aracılığıyla halkın umudu olmaya başladı. Hindistan’dan Çıkın Hareketi olarak anılacak bu devrimci dönemin kahramanlarından biri olarak ortaya çıktı. Kurduğu radyo istasyonu, ülkenin dört bir yanına birlik ve dayanışma mesajları göndererek umut ışığı saçtı. İngiliz baskısına rağmen, bu genç kadın cesurca halkıyla iletişim kurdu, onları bilgilendirdi ve cesaretlendirdi. Halk, gizli radyo istasyonunun yayınları sayesinde bir araya geldi, mücadelelerini güçlendirmek için birlik oldu. Ancak, umudu yaymak sadece İngiliz yetkililerinin nefesini enselerinde hissettirmekle kalmadı, aynı zamanda tehlikeli bir kovalamaca da başlattı. Radyo istasyonu, bağımsızlık mücadelesinde kritik bir rol oynadı ve sürekli olarak Britanyalıların hedefi haline geldi. Yakalanma riskiyle karşı karşıya olan genç kadın ve ekibi, cesurca mücadelelerine devam ederken, halkın umuduyla ayakta kalmaya çalıştı.