1976, sadece bir yıl değil, aynı zamanda bir dönemin sonunu ve başlangıcını temsil ediyor. Bu dönemde, genç bir kadın olan Abigail Cole’un hikayesi de önemli bir rol oynuyor. Abigail, hayatının her adımında öfke ve acı dolu bir mücadele veriyor. Ancak geçmişini geride bırakarak Alabama’nın sakin kasabalarından birine taşınarak yeni bir sayfa açma umuduyla dolu. Ancak, hayatının bu yeni bölümünde, beklediği huzuru bulmak yerine, yeni zorluklarla karşılaşır. Komşu çocuk Lucas ile tanışması, onun için bir dönüm noktası olur. İkisi, birbirlerinin yaralarını saracak bir dostluk bulurlar. Ancak bu dostluk, sıradan bir arkadaşlıktan çok daha fazlasını barındırır. Abigail, Lucas’a kendisini savunmanın yollarını gösterirken, aslında karanlık bir ittifakın temellerini atmaktadır. İntikamın ateşi, ikisinin de kalbindeki buzları eritmeye başlar. Ancak bu ateş, kontrolden çıkmaya başladığında, her şey tersine döner. Abigail’in içindeki karanlık, artık her şeyi ele geçirmeye hazırdır. Lucas ise, bu karanlığın içinde kaybolmuş bir gemi gibi, ya onunla birlikte yelken açacak ya da sonsuza kadar kaybolacaktır.