Hayat, bazen bir komedinin içinde gizli bir trajedi taşır; bu trajedi, başkalarının gözünden saklanmış acılardır. Arthur Fleck, toplumun dışına itilmiş bir adam olarak yaşadığı yalnızlık ve çaresizlikle boğuşur. Zamanla, içindeki öfke ve kırgınlık onu Joker adını benimsemeye sürükler. Arkham Hastanesi’nde geçirdiği süreç, onu beklenmedik bir aşk hikayesiyle karşı karşıya getirir. Bu aşk, Arthur’un iç dünyasında bir devrim yaratırken, ona hayata dair yeni bir perspektif sunar. Aşkı deneyimledikçe, kalbinin derinliklerindeki müziği duymaya başlar; bu melodi, ona yalnızlığını unutturacak bir umut ışığıdır. Ancak, geçmişin karanlığı peşini bırakmaz ve Arthur, bu ikilemde sıkışıp kalır. Aşkın sıcaklığı ve karanlığın ağırlığı arasında gidip gelen Arthur, her anında kendini yeniden bulma çabası içinde, aşkın sunduğu yeniliklerle dolu bir yolculuğa çıkar.