Sıcak bir yaz akşamı, Donya’nın yalnızlığı apartmanındaki dört duvar arasında yankılanıyordu. Gözlerini, şehrin göğünü aydınlatan güneşin son ışıklarına dikmiş, hayatındaki değişim umuduyla dolu bir akşam geçiriyordu. Göçmenlerle dolu bir apartmanda, sessiz ve monotondan ibaret bir yaşam sürüyordu. Ancak bir gün, eski bir Çin işine ait fal kurabiyesi fabrikasından aldığı ilginç bir teklif, tüm hayatını değiştirecek bir dönüm noktası oldu. Donya, bu teklifin, ona fal kurabiyelerine mesaj yazma işini sunduğunu öğrendiğinde, içindeki belirsizlikler ve heyecan bir araya geldi. İlk başta bu işin sadece bir fırsat olduğunu düşünse de, kısa süre içinde fal kurabiyelerinin içindeki mesajların, çevresindeki insanların hayatlarına nasıl dokunduğunu keşfetti. Her bir kurabiye, bir kehanet aracı haline gelirken, Donya’nın yaşamında derin bir değişim yaratıyordu. Kurabiyeler aracılığıyla komşularının hayatlarına dokunan mesajlar, onların kaderlerini etkiliyordu. Donya, kısa sürede kendi hayatını yeniden şekillendirirken, çevresindeki insanların yaşamlarını da dönüştüren bir etki yarattı. Her gün, yeni bir mesajın ve kehanetin peşinde sürüklenirken, Donya, bir bilge olarak çevresindeki herkesin hayatına dokunuyordu.