Her insanın hayatında bir dönüm noktası vardır ve bazen bu dönüm noktası, hayatlarını sonsuza dek değiştirecek bir risk almalarını gerektirir. Jyoti’nin hikayesi de tam olarak böyle bir dönemeçte başlar. Ailesinin geçimini sağlamak için cesurca Musul’a gitmeye karar verir. Ancak, kaderin cilvesiyle, iş aramak için gittiği şehir, beklenmedik bir şekilde IŞİD’in eline geçer. Jyoti ve diğer kadınlar, özgürlüklerinden mahrum edilmiş, zulüm ve korkuyla yaşayan bir hayata sürüklenirler. Jyoti, acı dolu günler geçirirken içindeki cesaret ve direniş ruhuyla ayakta kalmayı başarır. Kaçış planları, adeta ölüme meydan okuyan bir mücadele haline gelir. Ancak, bu mücadele sadece kendi kurtuluşu için değil, aynı zamanda sevdiklerinin umudu olmak için de bir neden haline gelir.