Fabrikada biriken sessizlik, işçilerin gözlerindeki endişe ve belirsizlik yumağını daha da yoğunlaştırıyordu. Her birinin içinde, ailelerine bakma sorumluluğuyla dolu bir yük vardı. Maaşlarının gecikmesiyle birlikte umutlarını kaybetmek üzereydiler. Ancak, Kalugine’den gelen şok edici açıklama, umutlarını kaybetmekle kalmadı, aynı zamanda geleceklerinin belirsizliğiyle de sarsıldılar. İflas haberinin ardından, işlerini kaybetme korkusuyla titredi her biri. Ancak, bu durum karşısında çaresiz hissetmek yerine bir şeyler yapmanın zamanı geldiğini düşündüler. Ne var ki, patronlarının gücü karşısında boyun eğmek zorunda hissettiler kendilerini. Son haber, onları bir kez daha yere serdi; çünkü ellerinde ne kendilerine ne de ailelerine bir gelecek kurabilecekleri bir kaynak vardı. Maaşlarını almanın tek yolunu arayarak debelenen işçiler, sonunda radikal bir çözümün peşine düşmeye karar verdiler: Kalugine’i kaçırıp fidye istemek. Ancak, bu adım onları beklenmedik bir mücadeleye sürükledi; patronlarının taraftarlarına ve etraflarını saran güvenlik güçlerine karşı verilecek zorlu bir savaşa. Her biri, ailelerinin geleceği için savaşmaya hazırdı.